16 Ocak 2013 Çarşamba

Kıbrıs’ta ferman ve dağlar

Kıbrıs’ta ferman ve dağlar

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde hangi parti iktidara gelirse gelsin Ankara’da iktidarda bulunan partiyle iyi geçinmek zorundadır.
Ankara’daki iktidarın “emrine girmek zorundadır” bile diyebilirim.
Ankara’nın desteğine sahip olmayan Kıbrıslı lider zirvede tutunamaz. Oraya erişebilse bile.
AKP ile zıtlaşan Rauf Denktaş bunun bu kuralın istisnası olmaya çalıştı. Yeni hükümete gelen Erdoğan ve, o zamanlar dışişleri bakanı olan, Gül’e kafa tuttu. İktidarı kaybetti.
KKTC’de ferman da dağlar da Ankara’nındır.
Adadaki Türk bölgesinin sınırlarını KKTC hükümetinin buyruğuna tabi olmayan Türk askerleri bekler. KKTC polisi KKTC İçişleri Bakanı’nın değil, o askerlerin komutanının emrindedir. Halk arasında Sivil Savunma olarak bilinen KKTC istihbarat örgütü de MİT’in bir uzantısıdır.
Kıbrıslı Türkler (ve onların sayısını şişirten yeni Kıbrıslılar, yani TC’den gelip yerleşenler) ekonomik olarak tamamen TC’ye bağımlıdır. Altyapı yatırımlarını Türkiye finanse eder. Bütçenin yarısı Ankara’dan fonlanır. Para gecikse maaşlar ödenemez, memurlar ayağa kalkar, hükümet sarsılır, çünkü halkın çoğunluğu memurdur.
Genel seçimleri kazanıp ortanın solundaki CTP iktidarına son veren Derviş Eroğlu’ndan, seçim kampanyası retoriğine bakıp, Denktaşvâri bir çıkış beklemeyin. Eroğlu, Denktaş, hatta, Denktaş’ın suyunun suyunun suyu bile değildir.

Denktaş dava adamı
Denktaş inatçı, inanmış, Türkiye’de ve dünyada tanınan, “tarihi” bir “dava adamı”dır. Eroğlu, Denktaş’ın bu özelliklerine sahip değildir.
Ama, daha önce de başbakanlık yapmış deneyimli bir politikacıdır. Ankara ile zıtlaşmanın bedelinin ne olacağını bilir. Partisi ulusalcıdır, Rum düşmanıdır.
Cumhurbaşkanı Talat’ın (o CTP’lidir) Rumlarla yürüttüğü çözüm görüşmelerine karşıdır. Ankara’nın tezine ters düşen bir nosyon olan konfederasyon taraftarıdır.
Eroğlu, seçim öncesi konuşmalarında Talat’a güvenmediğini, yanına adam vereceğini falan söyledi. Bol bol Rum aleyhtarlığı yaptı.
Ama seçimleri kazanır kazanmaz şarkısını değiştirdi. Erdoğan ve Gül, ayrı ayrı ve kolay anlaşılabilen cümlelerle, ona görüşmelerdeki politikanın değişmesine karşı olduklarını, Talat’ın arkasında durduklarını açıkladı.
Bunu yutmak Eroğlu için büyük bir sorun değil: Dağlar da ferman da AKP’nin olsun, yeter ki başbakanlığını zorlaştırmasınlar.
KKTC’de iktidar değişti ama geriye kalan her şey aynı kalacak. Ne toplumlar arası görüşmelerde bir sapma olacak, ne ekonomik durumda bir iyileşme meydana gelecek.
KKTC, Türkiye’nin hastalıklarını ithal etmeye devam ederek Türkiyeleşmeye devam edecek.
Çünkü yeni iktidarın herhangi bir köklü değişim meydana getirecek iktidarı yoktur.

Metin Münir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder