16 Ocak 2013 Çarşamba

Türkiye’nin KKTC’ye getirdikleri

Türkiye’nin KKTC’ye getirdikleri

Türkiye Kıbrıslı Türklere sadece can güvenliği ve özgürlük getirmedi. Rüşvet ve yolsuzluk da getirdi. Ve aynen Türkiye’de olduğu gibi, rüşvet ve yolsuzluğa göz yumulmasını, üzerinin örtülmesini, cezasız kalmasını...
Bu çürümüşlük, dinmeyen bir diş ağrısı gibi, toplumu rahatsız ediyor. Ama, gene aynen Türkiye’de olduğu gibi, Meclis, savcılık, Sayıştay, sessiz ve hareketsiz.
Türkiye 1974’te adaya çıkar çıkmaz, kendi kendine yetmeyen (ve bu gidişle ebediyen de yetmeyecek olan) Kıbrıslı Türklere mali yardımda bulunmaya başladı.
Rüşvet ve yolsuzluğun başlangıcı verenlerle alanların bir bölümünün cebe attığı bu paralardır.
Daha sonra devlet kurumları palazlanınca, yolsuzluk kamu harcamalarına sirayet etti. Bugün, aynen Türkiye’de olduğu gibi, harcanan her kamu kuruşunun bir bölümü birilerinin cebine giriyor.
Pazartesi günü, Lefkoşa’da, Ankara’nın desteği ile, geçen yıl batan Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın yerine yeni bir hava yolu kuruldu.
Yeni hava yolunu kurmadan önce, ne KKTC’yi finanse eden Türkiye ne de Lefkoşa’daki hükümet, Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın neden batmış olduğunu araştırma ve açıklama ihtiyacı duymadı.

Dörtte bir fiyata bilet
Ankara şirketin kötü yönetim ve çürümüşlük dolayısıyla battığını biliyor. KTHY’de “nitelikli dolandırıcılık suçu işlenmiştir” diyor, konuyla ilgili en üst düzey yetkililer. Uçak biletlerinin tur operatörlerine dörtte bir fiyatına satıldığından, uçakların normal rayicin “iki üç misli” fiyatına kiralandığından, astronomik bakım paraları ödendiğinden, siyasi nedenlerle normalin üç misli personel çalıştırıldığından bahsediyorlar. “Bunları biliyorsunuz da neden bir şey yapmıyorsunuz?” diye sorduğumda ise cevap yok.
KTHY’nin batmasının nedeni yüzde yüz devlet malı olması, politikacıların tayin ettiği, çoğu ehliyetsiz kişiler tarafından kontrolsüz ve hesapsız yönetilmesidir. Buna rağmen Ankara KKTC hükümetinin yeni şirkette külliyetli miktarda pay almasına göz yumdu.
Oysa yeni hava yolu yüzde yüz özel sektör sermayesi ile kurulabilirdi. Ama KKTC hükümeti “Ben 47 isterim” dedi. Bu oranı seçmesinin nedeni çok açık. Eğer yüzde 48 olsaydı hava yolu kamu iktisadi teşekkülü statüsünde olacak yani devlet şirketi sayılacaktı. Bunu da kimse yemezdi.
Ama niyet ortaya çıktı. Hükümet yüzde 47 pay alabilmiş olsaydı ortak olmaya zorladığı işadamlarının kolunu bükecek, şirkette çoğunluk sağlayacaktı. Ondan sonra ne olabileceğini tahmin edebilirisiniz.
Sonuçta devlete ayrılan pay yüzde 30 oldu. Göreceksiniz, eninde sonunda politikacılar gene kontrolü eline geçirecek, yeni hava yolu eskisini akıbetine uğrayacaktır.
KTHY ardında yüz milyon dolardan fazla borç bırakarak battı. Bu parayı Ankara Türk vatandaşlarının vergilerinden ödeyecek.
Öğrendiğime göre Başbakan İrsen Küçük’ün isteği üzerine Başbakanlık denetleme kurulu KTHY’yi incelemeye başladı. Umalım ki ortaya çıkacak raporun üzeri kapatılmasın, pislikler ortaya çıksın, sorumlular cezalandırılsın.
Kıbrıslı Türklerin Türkiye nezdinde gittikçe batağa batan isimlerinin temizlenmesi için böyle bir şeye şiddetle gerek var.

METİN MÜNİR 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder